Yunanistan’ın Fethi ve Fatih Sultan Mehmed Han
Fatih Sultan Mehmed Bizans Fethinin ardından Yunanistan Seferi düzenlemiştir.
Yunanistan’ın fethi hazırlıkları ve aşamaları, Yunan halkına gösterdiği tevazu ve merhameti ile örnek bir kişilik olmuştur.
Fatih Sultan Mehmed’in Yunanistan Seferi ve Yunanistan’ı Fethetmesi.

Yunanistan’ın Fethinden Önce Neler Yaşandı?
Fatih Sultan Mehmed istanbul’u fethedince, Bizanslılar’ın bilhassa zengin ve muteber tabakalarının büyük kısmı Yunanistan’ın Poleponez yarımadasına kaçtı. Her halde Korent körfezinin kuzeyini pek emin görmedikleri için mümkün olduğu kadar güneye sığınıyorlardı.
Bunların içinde eski Bizans imparatorunun iki kardeşi de vardı. Birbirleriyle pekte iyi geçinemeyen bu kardeşlerden Demetrius Isparta’ya, Thomas ise Patras’a yerleşmişler ve kendilerine birer müstakil hükümet kurmuşlardı.

Fatih ilk zamanlar bunların üzerine yürümedi, birbirleri ile geçinemediklerini, daima ihtilaf ve kavga halinde olduklarını biliyordu. Buna rağmen onlarla müzakereye girişmeyi ve her sene iki kardeşin birlikte ödeyeceği 10.000 altın karşılığında buralarda yaşamalarına razı oldu.
Bu anlaşmaya rağmen 1457 senesine kadar iki kardeş, Osmanlı Devletine tek kuruş vergi vermediler. Bunun üzerine Fatih kendilerine şu mesajı gönderdi.
“Sizinle yaptığımız anlaşma gereği bana her sene 10.000 altın vergi ödeyecektiniz, bende buna karşın size o diyarlarda hüküm sürmenize müsaade ettim. Şimdiye kadar hiçbir vergi ödemediğinize göre, sizin için yapılacak iki şey vardır; ya şimdiye kadar ödemediğiniz verginin hepsini ödersiniz, yahut bulunduğunuz yerleri terk edip gidersiniz. Bu işin başka çıkar yolu yoktur.”
Yunanistan’ın fethi nasıl başladı?
Bu ihtar üzerine de Paleoglardan (Paleologos Hanedanı üyelerine denir) ses seda çıkmayınca 2548 yılı mart ayında bizzat Fatih’in komutasında Rumeli ve Anadolu askerlerinden kurulu bir ordu, Edirne’den Yunanistan’a doğru harekete geçti.
Yola çıkan bu ordu hemen hemen hiçbir mukavemet ile karşılaşmadan Kuzey Yunanistan’ı aşarak Atina’ya uğramadan doğrudan Korent kalesi istikametine, Peloponez yarımadasına geçti.
Öyle anlaşılıyor ki Paleoglar gibi Yunanistan’ın diğer önemli komutanları da kendilerini kurtaracak tek kale olarak Korent’e güveniyorlardı. Korent Kalesi üç sur ile çevrili ve sağlam bir kaleydi.
Korent Kalesi ‘nin Kuşatılması
Fatih, 15 Mayıs 1458’de kalenin önüne geldi. Kale çevresinde karargah kurdu ve muhasaraya başladı. Usulen kale kumandanına teslim olması çağrısında bulundu. Yalnız Fatih’in burada ve yarımadadaki diğer ufak kalelere karşı yaptığı teslim olma teklifi, Müslüman kumandanlarca adet olan bir uygulama idi.

Fatih, teslim olacakların dinlerini değiştirmesini, müslüman olmalarını şart koşmadığı gibi, bunların serbest olarak her tarafa ve bizzat İstanbul’a muhacir sıfatı ile gelebileceklerini, dinlerini ve hayatlarını istedikleri gibi özgürce yaşayabileceklerini vaad ediyordu.
Buna rağmen kale kumandanı ilk teklifi reddedince muhasara ordusuna yeterince kuvvet ayırıp, diğer bir ordu ile Peloponez’de güneye doğru harekete geçti. Korent kalesinin çok sağlam duvarlarını delmek ve yıkmak için yeni toplar dökülmesini ve mermerden gülleler yapılmasını emretti.
Cenub’a Doğru Harekat
Cenub’a doğru harekete geçildiği gün, Paleog meclisinin delegelerinden birisi ile karşılaştılar. Delege, Bizasnlı kardeşlerin para bulma sıkıntısı içinde olduklarını, bu sebepten şimdiye kadar vergilerini ödeyemediklerini, şimdi güçlükle 5.000 altın gönderdiklerini ve mühlet verilmesi halinde borçlarını ödeyeceklerini bildiriyorlardı.
Fatih, bu teklifi reddetmedi. Parayı aldı ve zaten güneye yöneldiğini, kardeşlerin bulundukları şehirlere de geleceğini ve kendileri ile bizzat görüşüp işi halledeceğini söyledi.

Tarsos ve Akribe’nin Fethi
Güneye hareket eden ordu evvela Tarsos kasabasını zapt etti. Akabinde Akribe kuşatıldı ve az zaman sonra teslim oldu. Bu duruma şahit olan Paleoglar, Peloponez’i terk ederek Yunan adalarına kaçtılar.
Korent Kalesinin Fethi
Nihayet haziran ayı ortalarında Fatih’in ordusu tekrar kuzeye dönerek Korent kalesi önüne geldi. Şehri müdafa eden Asenas, hala surlara güveniyor ve bir yumuşama göstermiyordu. Fakat şehirde yiyecek sıkıntısı baş göstermişti. Fatih’in döktürdüğü topların mermer gülleleri de duvarları delip yıkmaya başlayınca, şehir kumandanı telaşlanmaya başladı.
Nihayet halka hiç dokunulmayacağı ve kaçan Paleoglar, senede 3000 altın vergi ödemeye razı olursa, güneydeki ufak kasabalardan birinde oturabilecekleri tebliğ edilince, 6 ağustos 1458’de Korent kalesinin anahtarlarını Fatih Sultan Mehmed’e teslim etmeye razı oldular. Bu suretle de Peloponez’de 250 kasaba ve şehir Osmanlı Devletine teslim oldu.
Atina’nın Fatih Sultan Mehmed Tarafından ziyaret edilmesi.
Fatih, eski yunan alimlerinin çalışmalarını yakından incelemiş ve tetkik etmişti. Atina’dan “Bilgeler Şehri” diye bahsederdi, bu sebeple oraya bir fetih maksadı ile değil de ziyaretçi olarak gitmeyi tercih etmiş ve peloponez’de gerçekleşen muhaberenin bitmesini beklemişti.
Nitekim 6 agustosta Korent düşünce, ertesi gün Atina’nın yolunu tuttu.
Şehrin ve bilhassa Akropol’un durumu Fatih üzerinde çok tesir etmişti. Şehirden birçok insan kaçmış, nufusu 50.000 kişiye inmişti ama, “Bilgeler Şehri” eski havasını ve hatta ihtişamını kısmen de olsa muhafaza ediyordu.

Fatih Sultan Mehmed Yunan Halkının Dertlerini Dinledi.
Fatih burada halk ile temaslarda bulundu, tevazu göstererek dert ve isteklerini dinledi. Orada bulunan değerli şahsiyetlerin ve halkın isteklerini yerine getirdi.
Bunların başında latin kilisesinin Yunanlılar, Yunan manastırları ve Akropol üzerinde uyguladıkları baskıyı kaldırtmak oldu. Burada bulunan latin papazları ise uzaklaştırdı.
Saraylarda değil kendi çadırında konakladı
Fatih bu işleri yaparken, onların eski saraylarında ve muhteşem binalarında kalmadı.
“Zeytinlik Akademisi” adıyla bilinen yerin çok güzel bahçesine kendi otağını kurdurarak yatmayı tercih etti ve beş gün burada kalarak etrafını, Pire’yi ve civarındaki Venedik adalarını dolaştı.
Atinadan topladığı esnaf ve sanatkarların İstanbula göç etmek isteyenlerini yanına alarak Edirne istikametine hareket etti.
Fatih Sultan Mehmed’in rumeli üzerinden en kolay fetih ettiği toprak Yunanistan toprakları olmuştur.